12 Nisan 2015 Pazar

STUDIO ALCHIMIA

Tasarım ve mimarlık stüdyosu Alchimia mimar Alessandro ve Milano'da Adriana Guerriro tarafından 1976 yılında kurulmuştur. Deneysel laboratuvar ve yaşam sergi alanında olan  bir tür, üretilen ve sanat ürünlerinin satılan gerektiği gibi bir başlangıç oluşturuldu.İsmi Alchimia grubunun önerisi açıkça Dönüşümün bir tür ürünleri rafine yapması gerekir. Alchimia önde gelen üyeleri Andrea Branzi, Michele de Lucchi ve Ettore Sottsass idi.En önemli düşünürleri ve gelecekteki yönetmen, Alessandro Mendini’nin, yeniden tasarımı yayılır. O topları, küçük flamalar vb, sözde tasarım klasikleri tarafından taraflı yorumlanır.Bunedenle  işlevselci tasarımları istenen radikal sorgulanmasına, grup postmodernizm bir öncü oldu. "Bau.Haus 1" ve "2 Bau.Haus" olarak sunulan 1979 yılında ilk koleksiyonudur. Ironik bir değersizleştirme Bauhaus mobilya ve dönem mobilya, plastik kaplama ve etkileyici tasarımı ile orada sunuldu. Bir anti-faydacı odaklı kültür bilincinin ikonografi olarak - Sottsass mobilya o göstergebilim-sanat-tarihsel yorumlandığını gösterdi. 1980 Mendini sergisi Linz "Tasarım Forumu" tasarımı üzerine grup ile yer aldı. Onun nesneleri ve anıtlar benzersiz karakterlere sahip olmalıdır. 1981 Sottsass stüdyo Alchimia sol ve Memphis kurdu.
 Önemli uluslararası tasarımcılar Alchimia grubu dünya çapında birçok sergide 70lerden geç ve  80lerden erken yer aldı.


Memphis Grubu


Memphis grubu 1980 yılında son derece etkili bir ürün serisi yarattı İtalyan tasarımcılar ve mimarlar oluşan. Onlar zaman konformist bir yaklaşımla aynı fikirde ve ürünleri geleneksel şekiller, renkler, dokular ve modellerini takip etmek zorunda fikir meydan okudu.
Memphis grubu grubunun önde gelen üyelerinden 1981 One yılında kuruldu Ettore Sottsass Memphis 'Yeni Uluslararası Stil' tasarım denir.
Memphis 1970 kaygan, siyah keyifsiz tasarım karşı bir tepki oldu. Bu daktilolar, binalar, kameralar, arabalar ve mobilya kişiliği ve bireycilik yoksun görünen tüm gibi ürünleri ile minimalizm bir dönemdi.
Buna karşılık Memphis Grubu parlak, renkli, şok edici parçaları sundu. renkler koyu siyahlar ve Avrupa mobilya kahverengi tezat kullanılan. Bugün tarihli ama zaman o olağanüstü baktı görünebilir. zevkli bir kelime normalde Memphis Grubu tarafından üretilen ürünler ile ilişkili değildir ama onlar kesinlikle zaman kırılma ground edildi.
Tüm bu Memphis Grubu çok yüzeysel oldu ama bu kadar gerçeği olduğunu önermek gibi görünüyor. Onların asıl amacı canlandırmak oldu Radikal Tasarım hareketi. grup tasarımı için yeni bir yaratıcı bir yaklaşım geliştirmek amacıyla.
11 Aralık 1980 tarihinde Scottsass gibi diğer ünlü tasarımcılar ile bir toplantı düzenledi. Onlar bir tasarım ortak çalışılabilen kurmaya karar verdi. Bu adlandırılmış olacağını Memphis '' Memphis Blues Again ile Mobile Inside Stuck 'Bob Dylan şarkısı' sonra. Tesadüfen şarkı akşam boyunca defalarca oynadı olmuştu.
Memphis tarihsel kültür antik Mısır'ın başkenti ve 'Elvis Presley' doğum yeri oldu. Bu oldukça ironik oldu ama çok grup tarafından oluşturulan parçaların çoğu idi.
Aşağıdaki görüntü 'biridir Süper lamba tarafından oluşturulan ' Martine Bedine . Bu boyalı ve vernikli edilmiş metal yapılır.

grup her üye tasarım önerileri üretmek için zaman vardı olurdu zaman 1981 yılının Şubat ayında tekrar bir araya karar verdi. Onlar ne zaman grubun karşılamak themembers yüz çizimleri üzerinde üretmişti, renkli, her cesur.
Onlar gibi hareketlerin ilham çekti Art Deco ve Pop Art , örneğin 1950 gibi stilleri Kitsch ve fütüristik temalar. Onların kavramlar tezat vardı bu yüzden 'İyi Tasarım' denilen.
grup mobilya yaklaştı ve toplu bunları devreye seramik firmaların tasarım kavramları üretir. 18 Eylül 1981 günü bir grup Milan Arc '74 showroom ilk kez çalışmalarını gösterdi. gösteri saatler, aydınlatma, mobilya ve uluslararası ünlü mimarlar ve tasarımcılar tarafından oluşturulan seramik sergiledi.
Aşağıdaki görüntü gösterir 'Carlton kitaplık' tarafından tasarlanan Memphis için Ettore Sottsass .

2 Nisan 2015 Perşembe

MİNİMAL ART

                                MİNİMAL ART


“Minimal sanat”. İlk kez 1961′de düşünür Richard Wollheim tarafından “içeriği en aza indirgenmiş sanat” için kullanılmış olan minimal art terimi, daha çok üç boyutlu yapıtlar, heykeller için kullanılmıştır. Ancak, 1960′lardan başlayarak Ameika’da yaygınlaşan sanat anlayışının kapsamındaki resmi de tanımlamaktadır.

Minimal sanat, soyut sanatın vardığı en uç noktadır. Sanat yapıtını biçim ve renge indirgemeyi amaçlar. Genellikle, bir minimal sanat ürünü tek bir geometrik biçimli betiden oluşur. Ünlü sanatçıları arasında B. Newman, T. Smith, E. Kelly ve L. Bell sayılabilir.

POP ART

                                         POP ART

Pop art, sıradan nesnelerin —örneğin çizgi romanların, çorba kutularının, yol işaretlerinin ve hamburgerlerin— konu olarak kullanıldığı ve sıklıkla eserin içerisine fiziksel olarak dahil edildiği bir sanat akımı. Pop art 1950'lerin sonunda ve 1960'larda İngiltere ve Amerika'da ortaya çıkmıştır.Kullandıkları görsel unsurları televizyonlardan, çizgi romanlardan, sinema dergilerinden ve her türlü reklamlardan alıyorlardı.Bu görsel unsurlar kesin ve objektif bir şekilde, herhangi bir övgü veya yergi söz konusu olmaksızın büyük bir doğrudanlıkla ve ödünç alındıkları medyanın kullandığı ticarî teknikler kullanılarak gösteriliyorlardı.Hem geçmişteki "yüksek sanat"ın yüceliğini ve hem de diğer çağdaş avangart sanatların özentilerini reddediyordu.Ticarete en çok etkisi olan akımdır.Üreticilerde Pop Art'ı ürün tasarımında , pazarlamada , ve reklamcılıkta kullanmışlardır.Gündelik yaşamı sanata taşımışlardır.Modernizmin kısıtlayıcılarından kurtularak dönemim şenlikli havasını benimsemişlerdir.


Robert Indiana , Büyük Amerikan Aşkı , 1927

Pop art akımının temsilcileri arasında şu isimler sayılabilir:
Amerikalı sanatçılar: Roy Lichtenstein, Andy Warhol, Claes Oldenburg, Tom Wesselman, James Rosenquist ve Robert Indiana;
İngiliz sanatçılar: David Hockney, Eduardo Paolozzi, Richard Hamilton, Tom Phillips, Allen Jones ve Peter Blake...

SÜRREALİZM

Sürrealizm (Gerçeküstücülük)

1924'te
Fransa'da ortaya çıkmıştır.
Sürrealistler, Freud'un psikanaliz yönteminden yola çıkmışlardır.
Sanatçı bilinç altındakileri dışa vurarak eserini oluşturur.
Akıl ve mantık değersizdir. İnsanı yönlendiren iç güdülerdir, bilinç altıdır.
Bu akıma göre edebî eserde bir kişinin sevaplarının yanında günahlarının, ahlâka uygun davranışlarının yanında uygun olmayanların da bulunması gerekir.
Bu akımın kurucuları, sanat hayatlarının ilk yıllarında dadaizmin etkisinde kalmışlardır.

   




Aklın, geleneklerin, alışkanlıkların denetiminden uzak, bilinçaltı gerçeklerini yansıtan yani bilinen gerçekle bağını kesip kendince bir gerçek yaratmak amacını güden edebiyat ve sanat akımıdır. Gerek söz, gerek yazı, gerek başka bir şekil ile düşüncenin hakiki faaliyetini ifade eden saf ruhî bir otomatizmdir. Akıl ve mantığın kontrolünden bütün bed ve ahlaki endişeden kurtulmuş olan düşüncenin tespitidir.
"Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak içim başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır".

Türkçe'de "Gerçeküstücülük" olarak karşılanan sürrealizm (surrealisme), Fransızca "surreef (gerçeküstü, gerçek dışı) kelimesinden türetilmiştir. Çok büyük ölçüde Dr. Sigmund Freud'un (1856-1939) tez ve düşünceleri üzerine kurulan sürrealizm, XX. yüzyıl içindeki en yaygın ve en uzun ömürlü sanat akımlarından birisidir. Sürrealizm, dadaizm ve diğer bazı XX. yüzyıl akımlardan birtakım unsurlar almakla beraber, müstakil bir sanat hareketidir. Akım, Birinci Dünya Savaşı yıllarında psikiyatri bölümlerinde çalışmış ve Freud'un düşünceleriyle yakından İlgilenmiş olan Dr. Amire Breton tarafından sistemleştirilmiş; ilk bildirisi (Le Premier Manifeste du Surrealisme) yine onun tarafından 1924'te, bunu tamamlayıcı ikinci bildirisi (Le Second Manifeste du Surrealisme) ise 1930'da ilân edilmiştir. Güzel sanatların çeşitli kolları yanında 1919'dan itibaren edebiyatta; bilhassa şiirde etkili olan sürrealizm, en parlak dönemini 1924-1928 yılları arasında yaşamıştır. Sürrealizmin kurucusu ve lideri Breton, diğer sürrealistlerin bir kısmı gibi, eski bir dadaisttir.

DADA

                                                   DADA
Jean   Arp,   Richard   Hülsenbeck,   Tristan  Tzara,  Marcel  Janco  ve   Emmy  Hennings'in  aralarında  bulunduğu  bir  grup  genç  sanatçı  ve  savaş  karşıtı  1916  yılında  Zürih'te    Hugo   Ball'in  açtığı     cafe'de  toplandı.Fransızcaca'da oyuncak  tahta  at  anlamına  gelen  Dada  akımın  ismi   olarak  seçildi.Bildiriside  burada  açıklandı  1923'de   tüm    Avrupaya  yayılan  o  dönemin  tüm  gelenekçi  anlatım  biçimlerine karşı  çıkan  ve  temelde  yıkıcı  olan  bir   sanat,  düşünce ve  edebiyat  akımıdır.


  1.Dünya savaşıyla birlikte yüzyılın çelişkilerinin patlak verdiği bir sırada , ideolojik ve estetik baskılara bir tepki, geleneksel sanatı bütünüyle yadsıyan bir başkaldırı olarak ortaya çıktı.Kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin tiksinçliğini vurguluyorlardı.Bu akımın sanatçıları alışılagelmiş resim tekniklerini bırakarak gündelik kullanılan kağıt,ağaç gibi eşyaları birbirleri ile birleştirerek ilginç eserler ortaya koymuşlardır.

  Bu hareket içinde gelenekçi sanat da olabildiğine inkar edilip alaya alınmıştır. Duchamp'ın bıyıklı ve isterik bakışlı Mona Lisa tablosu, bu düşüncenin haşin bir örneği olarak ün kazanmıştır.


Dadaizm'im öncülerinden  Macar şair Tristan Tzara 1917'de DADA dergisini çıkarmaya başladı. Bu dergide dadaizmin öncüleri ses şiiri , anlamdışılık şiir ve şans şiiri adını verdikleri yeni şiir biçimlerini denemeye başladılar. Sonra Fransa'nın önde gelen şairleri de dergide çalışmaya başladı.
       Dadaist sanatçılar sanat konusunda fazlasıyla eleştireldi.Yüksek ve güzel olduğu düşünülen sanatı üreten ve ona tapan toplumla    1.Dünya Savaşı'na sebep olan toplum ne de olsa aynı toplumdu. Dadaistlere göre sanat dolaylı yoldan da olsa suçluydu. Daha da kötüsü eğer Alman erkekleri Fransızları ve Rusları süngüleriyle şişlemeye sırt çantalarında Goethe'nin kitabıyla gidiyorlarsa bunu sanat insanlığı aptal yerine koyduğu ,insanların dünyayı olduğundan daha güzel bir yer olarak görmelerine sabap olduğu için yapıyorlardı. İşte Dadaistleri en çok kızdıran ve radikal ifade yollarına iten de buydu.  Dada yerleşik sosyal estetiğe acımasızca bu yüzden saldırmıştır. Güzelliğin, simetrinin ve anlamın bozguna uğratılması  ve geleneksel malzemelerin reddedilmesi Dada'nın başlıca özellikleriydi. 
Dada'nın hemen hemen herşeyi inkar etmesi ,yeni ve güçlü iletişim yöntemlri yaratmış; bunlar şiirde yeni biçimlerin kullanılması , görsel iletişimde ise kolaj ve fotomontaj gibi teknikler olmuştur.Bu tekniklerde resimli dergilerden ,eski mektuplardan , basın ilanı ve etiketlerden kesilen fotoğraflar yeni bir düzenlemeyle yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan  bu resim ve işaret parçalarından , yeni anlamlar yaratan  bağlantıların kurulduğu , genellikle kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.
 Hans Arp ''Sosyal estetikten zamanla daha fazla uzaklaştım'' adlı yazısında Dada hareketini özetlemiştir. Dada insanın akla uygun davranışlarını ortadan kaldırmayı ve de doğal ve mantıksız düzene yeniden kavuşmayı amaçlamıştır.Dada insanın mantıklı anlamsızlıklarını, mantıksız saçmalıklarla değiştirmeyi istemektedir. İşte  bu yüzden biz Dada'nın büyük davulunu bütün gücümüzle çalıyoruz ve mantıksızlığın övgülerini tüm nefesimizle üflüyoruz. Dada için felsefeler bırakılmış eski bir diş fırçasından daha az değerlidir. Dada onları büyük dünya liderlerine bırakır. Dada erdemin resmi sözlüğünün iğrenç entrikalarını kınamaktadır. Dada saçma olan için vardır ki bu saçmalık anlamsızlık anlamına gelmez. Dada doğa gibi saçma ve akla aykırıdır. Dada doğadan yana ve sanatın karşısındadır.



1922'de üyeler arasındaki sürtüşmelerin artması, yıkıcı etkinliklerin bir sınıra dayanması ve çok sayıda  Dadaist'in Sürrealizm'e yönelmesi sonucu,varlığını sürdürecek bir zemin kalmadığı için son bulmuştur.

SANATÇILARI:
JEAN (HANS) ARP
MARCEL DUCHAMP
MARCEL JANCO
RİCHARD HULSEN BECK
MAN RAY
KURT SCHWİTTERS
MAX ERNST
 DER BLAUE REİTER

Aralık 1911'de Münih'te Wassily Kandinsky ve Franz Marc öncülüğünde kurulan ve soyut sanatın gelişmesinde büyük rol oynayan sanatçılar grubu. Belirli bir sanat programı olmayan ve bir akım ya da okul niteliği taşımayan Der Blaue Reiter 1911-14 arasında birçok sanatçının yapıtlarını topluca sergiledikleri esnek bir örgüt niteliğindeydi. Adını Kandinsky'nin bir yapıtından almıştı. Aynı adla yayımlanan yıllıkta Kandinsky ve Marc'ın estetik konusunda yazdıkları denemelere yer verilmişti. Der Blaue Reiter sanatçıları, Die Brücke grubu gibi dışavurumculuğu benimsemekle birlikte, bu eğilimi lirik soyutlama doğrultusunda kullandılar, ayrıca yapıtlarında onlar kadar ortak bir üslupsal anlatım geliştirmediler. Gizemli duygulara biçim verme kaygısıyla sanatlarına yoğun bir tinsel içerik yüklemeyi amaçladılar. Birçoğu Jugendstil'den, kübizm ve gelecekçilik ile naif sanattan etkilendiler.
Der Blaue Reiter'in Münih'te Moderne Galerie Tannhâuser'deki ilk sergisinde (Aralık 1911-Şubat 1912) Henri Rousseau, David ve Vladimir Burlyuk, Albert Bloch, August Macke, Marc ve Kandinsky'nin yapıtları sergilendi. Rus ressam Alexey von Jawlensky, resmen üye olmamakla birlikte, grubun amaçlarını benimsemişti.


İsviçreli ressam Paul Klee de 1912'de Münih'te düzenlenen grafik-resim sergisine katıldıktan sonra grubun üyesi oldu. Bu sergide yapıtları sergilenen öbür sanatçılar arasında André Derain, Jean Arp, Georges Braque, Maurice de Vlaminck, Mikhail Larionov, Natalya Gonçarova ve Pablo Picasso da vardı.
Der Blaue Reiter'in son sergisi Mart 1912'de Berlin'de ünlü Sturm galerisinde düzenlendi. Ardından sanatçılar 1913'te toplu olarak Birinci Alman Güz Salonu'nda yer aldılar. Bu dönemde Alman asıllı Amerikalı ressam Lyonel Feininger de grupla yakın ilişki kurdu. I. Dünya Savaşı'mn çıkmasıyla Der Blaue Reiter dağıldı.
Savaştan sonra 1924'te Feininger, Kandinsky, Klee ve Jawlensky, Der Blaue Reiter'in ardılı olan Die Blaue Vier (Mavi Dörtlü) adlı grubu kurdular. Feininger, Kandinsky ve Klee o dönemde Weimar'daki Bauhaus'da öğretim üyesiydiler. Grup üyeleri biçim ve üsluba ilişkin benzerliklerinden çok, ortak sergi açma düşüncesinden yola çıkarak birleştiler ve bu düşüncelerini 1925-34 arasında gerçekleştirdiler.